Bir Dufour 44 ile Birleşik Krallık’tan Yelken Açmak: “Azorlar’a kadar mı?”
Eylül 2024’ten bu yana Paul Ferguson, “Demi-sec” adlı Dufour 44 yelkenlisinin gururlu sahibi. Kanal Adaları’nda yaşayan bir mühendis olan Paul, denizde hız ve özgürlük hissine aşık bir denizci. Şu anda yeni teknesine iyice alışmaya çalışıyor ve çok yakında daha uzun seyirlere çıkmayı planlıyor.
Motorlu teknelerle geçmiş deneyimlerine rağmen, onun kalbi hep yelkenden yana: “Denizde hız hissini, dalgaların arasından süzülme duygusunu seviyorum.” Sekiz yıldır tek gövdeli yelkenlilerle seyir yapan Paul, yaş aldıkça daha konforlu teknelere geçmek istediğini söylüyor: “Daha uzun ve keyifli seyahatlere zaman ayırmak istedim ama aynı zamanda hız duygusunu da kaybetmeden. Yelkenliyle seyir, kalabalıktan sıyrılmanın da bir yolu — dünyaya farklı bir açıdan bakmak. Bu hissi seviyorum.”
Yachtmaster yeterliliğini aldıktan sonra önce 35 feet, ardından 41 feet bir yelkenli sahibi oldu. Ancak yaptığı detaylı araştırmalar sonucu Dufour 44’ü seçmeye karar verdi: “Daha fazla ekipman depolayabileceğim, daha uzağa gidebileceğim daha büyük bir tekne istiyordum. Dufour 44 tam da bu hayalime uygundu,” diyor. Ve ekliyor: “Tekrar seçim yapacak olsam, yine aynı tekneyi seçerdim — hiç tereddüt etmeden.”
“Hızlı, kolay kontrol edilebilir ve konforlu bir tekne”
Paul’un “Demi-sec” ile hedefi, denizde gerçek yelken hissini yakalamaktı. Yelkenlerdeki rüzgârın gücünü, dalgalarla mücadele eden teknesinin verdiği kuvveti hissetmek istiyordu. “Dufour 44’ümde yaşadığım hisler tamamen gerçek,” diyor, farklı hava ve deniz koşullarında geçirdiği birkaç ayın ardından.
“Zamanımın %90’ında yalnız seyir yapıyorum,” diyor Paul ve ekliyor: “Bu yüzden tek başıma kolayca idare edebileceğim bir tekneye ihtiyacım vardı. Dufour 44 bu konuda tam isabet.” Sahip olduğu “Ocean” versiyon Dufour 44’te, 6 adet elektrikli ıskota vinci ve sarma ana yelken sistemi bulunuyor. Bu da yalnız başına manevra yaparken büyük kolaylık sağlıyor.
Paul için konfor da önemli bir öncelikti; zira teknede uzun zaman geçirmeyi planlıyor. “Dufour 44’ün sunduğu depolama kapasitesinin yanında iç tasarımına da bayılıyorum. Üç gerçek kabinim var. Özellikle master kabindeki iki banyolu çözüm hoşuma gidiyor. Duş kabini neredeyse evdeki kadar büyük. Bu tekne adeta yüzen bir otel,” diyor. “Demi-sec”, Dufour 44’ün düz mutfak (lateral galley) versiyonuna sahip. “Akşamları televizyon izlemeyi seviyorum, bu yerleşim bunun için en uygunu,” diye ekliyor.
“Tüm ekipmanımı yerleştirebildiğim tekne: Dufour 44”
Paul için tekne değiştirmenin iki temel nedeni vardı: daha uzun mesafeli seyirler yapmak ve teknede yaşadığı depolama sorunlarına çözüm bulmak. “Kabinlerimden biri tamamen ekipmanla, yelkenlerle, bisikletlerle ve deniz oyuncaklarıyla doluydu.”
Dufour 44 onun için adeta bir dönüm noktası oldu: “İlk kez Dufour 44’ü gördüğümde, ön taraftaki yelken dolabı beni anında etkiledi. Bu boyutta böyle bir dolap sunan başka bir yelkenli yoktu. Kokpit kısmında da bolca saklama alanı var. Teknem teslim edildiğinde eşyalarımı nereye koyacağımı merak ediyordum ama hepsi yerleşti, hâlâ boş alanım var. Bu gerçekten etkileyici!”
Paul şimdiden pek çok anı biriktirdi bile. Ama daha fazlası yolda; ufkunda yeni rotalar ve keşifler var.
Paul Ferguson ve “Demi-sec” ile İlk Anılar ve Gelecek Planları
Paul Ferguson’ın “Demi-sec” ile ilk anıları, Dufour tersanesinde, La Rochelle’de başladı. “Dufour 44 teknemin yapım sürecini yerinde görme şansım oldu. Bir mühendis olarak bu, benim için inanılmaz bir deneyimdi. Üretimin nasıl ilerlediğini gözlemledim, herkes bana süreçleri tek tek anlattı ve teknelerin ne kadar titizlikle üretildiğini görmek gerçekten etkileyiciydi.”
Teknesi önce karayoluyla Southampton’daki bayisine teslim edildi; burada direk montajı ve ek donanımlar yapıldı. Ardından Paul, teknesini kendi başına Kanal Adaları’na götürdü. “Güneşli ve harika bir gündü. O an, yelkenliyle gerçek özgürlüğü yaşadığımı fark ettim; istediğim yere gidebileceğimi… Ayrıca tekneyi yeni kullanmaya başlamıştım ve hiçbir sorun yaşamamış olmak beni çok mutlu etti.”
Paul’ün “Demi-sec” ile ilgili büyük planları var. “Şimdilik Atlantik kıyısı boyunca güneye inmek ve Akdeniz’e ulaşmak istiyorum. Daha önce kite surf yaptığım ve çok sevdiğim Portekiz kıyılarında biraz vakit geçirmeyi planlıyorum. Sonrasında ise Akdeniz’in keyfini çıkarıp ya Tenerife’ye gitmek ya da Azorlar’a kadar açılmak istiyorum.” diyor.